KaPanDı....!!!
  ULU ÖNDERİN CENAZE TÖRENİ
 
...



İŞTE DÜNYANIN ŞAPKA ÇIKARTTIĞI DEVLET ADAMININ  SON YOLCULUĞUNDAN VE ARDINDAN YAZILANLAR....

BU GÖNDERİ TÜM YAZILAN-ÇİZİLENLERE YANIT ASLINDA AMA,
NE YAZIKKİ SADECE ONU ANLIYABİLENLER BİLİYOR...

HATAMIZ İSE; BİLMEYENLERİN BİLMESİ İÇİN HİÇBİR ŞEY YAPMAMIŞ OLMAMIZ NE YAZIKKİ...
 
SAĞLIKLA, GÜLÜMSEME İLE KALIN....
 
 Ulu Önderin cenaze töreninden görülmemiş fotoğraflar...



  • (1922'de Türk ordularının zaferi neticesi Anadolu'daki emelleri gerçekleşmeyen İngiltere'nin Türk düşmanı olarak bilinen

    Başbakanı Lıoyd George, Parlamento'da kendisine yöneltilen suçlama ve tenkitleri şöyle cevaplandırmıştır):
    'Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu.

    Mustafa Kemâl'in dehasına karşı elden ne gelirdi.
    (D. Lloyd George, İngiltere Başbakanı, 1922)

     

    Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapanlar,

    hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.
    (Eleftherios Venizelos, Yunanistan Başbakanı, 1933)


    Bir insana ölümünden sonra bu derece sevgi ve yas gösterileri yapılması milletler tarihinde az görülen şeylerdendir.'

    (ATHİNAİKA, Atina, 12 Kasım 1938)


    'Atatürk'ün Türkiye'de yaptığını hiçbir tarafta, hiçbir kimse yapmadı: Ne Cavour, ne Cromwel, ne de Washington...

    Atatürk'ün bulduğunu, hiç kimse bulmadı ve Atatürk'ün yaptığını da hiç kimse yapmadı. İlham ettiği kimselere ve kendi

    prensiplerine göre yarattığı yeni kuşak, O'nun eserine devam edecektir.'
    (Tipos Gazetesi)


    İngiliz, Fransız ve İtalyanları Anadolu'dan uzaklaştırıp bizi de yenince,, karşımızda sıradan bir adam bulunmadığını ve

    O'nun gerçek yaratıcı kudretini kavramaktan uzak kalmış olduğumuzu kabul ettik. (1938)
    (Yorgi PESMAZOĞLU, Yunan Ekonomi Başkanı)


    Çok, pek çok devrimciler görüldü. Fakat hiçbiri Atatürk'ün cesaret ettiği ve muvaffak olduğu şeyi yapmadı.'
    (Messager D'Athenes, Yunanistan Gazetesi, 11 Kasım 1938)


    Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamın ismini hakedecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi, keskin zekâsı ve

    kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye'nin yaratıcısı olmuştur.
    (Yugoslavya, Politika Gazetesi, 11 Kasım 1938)


    Sakarya Savaşı, Sakarya Zaferi, yirmi yaşımın en kuvvetli hatırası olmuştur. O zamanlar, kendi kendime diyordum:

    Acaba ben de ulusumu böylesine seferber edemezmiyim, onun ruhuna kurtarıcı hamleyi, bu dizgin tanımaz ihtirası aşılayamaz mıyım?
    (Habib BURGİBA, Tunus Devlet Başkanı, 1965)


    Atatürk, tarihin her devresi için, insanlığın bir mucizesidir.
    (Suriye)


    Atatürk'ün ölümü yalnız Türk Milleti için değil, onun örneğine çok muhtaç olan bütün Doğu milletleri için en büyük kayıptır.
    (ELEYYAM Gazetesi, Şam- 1938)


    Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi.

    O, kelimenin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi.

    Hayatını milleti'nin mutluluğuna adadı, bu uğurda genç yaşda hayata gözlerini kapadı.
    (Elifba Gazetesi, Şam- 1938)


    O'nun ölümü, dünya için de derinliği ölçülmez bir kayıptır.
    (Sovyetler)


    Adı, Türk Milleti'nin millî kurtuluş savaşında ve Türkiye'nin siyasi alanda yeniden örgütlenmesine gayet sıkı bir surette bağlı olan

    Kemal Atatürk'ün ölümü gerek Türkiye için, gerekse bütün dostları için derinliği ölçülmez bir kayıptır.
    Türk Milleti'nin en samimi dostları arasında bulunan Sovyetler, zamanımızın bu örneksiz devlet adamının öneminden dolayı

    derin bir acı içindedirler.
    (İzvestia Gazetesi, Moskova, 1938)


    Atatürk, dünya üzerinde yeni bir devir açmış bir insandır. Ben, O'nun Türk kadınlarına hak vererek ve bir ülkede anayı,

    yakışır olduğu yüceliğe eriştirerek Batı'ya ders verdiğini nasıl unuturum.
    (Uluslararası Kadınlar Birliği Delegesi, Prenses Aleksandrina)


    Romanya'da Atatürk'ün ölüm haberi geldiği gün, bütün okullarda dersler tatil edildi.
    (Romanya-Rador Ajansı: Bükreş)


    Milletimiz, en büyük Türk'ün karşısında kederli bir saygı ile eğilmektedir.
    (Romanya)


    Atatürk, başı dumanlı doruklarda yüce bir dağ tepesidir. Siz O'na yaklaştıkça o yükselir ve aranızdaki mesafe sonsuza değin aynı kalır. Devirlerinde büyük gözüken, zamanla küçülen benzerlerinden farkı budur ve böyle kalacaktır.
    (Arriba Gazetesi, Portekiz, 1938)


    Uzun bir yol aşılmış, yüce bir eser ortaya konmuş, bir çok zaferler elde edilmiştir. Bütün bunlar Atatürk'ün eseridir.
    (Polanya, Kurjer Warzavski Gazetesi)


    O, Türkiye'yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti.

    Kemal Atatürk'ün ölümüyle Müslüman dünyası en büyük kahramanını kaybetmiştir. Atatürk gibi bir önder önlerinde

    bir ilham kaynağı olarak dikildiği halde Hind Müslümanları bugünkü durumlarına hâlâ razı olacaklar mı?
    (Muhammet Ali Cinnah-Kaidiâzam, Pakistan Cumhurbaşkanı, 1954)


    Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O'nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.
    (İkbal, Pakistan Millî Şairi)


    'Atatürk'ün yaptıkları insanoğlunun kolay kolay yapabileceği şeylerden değildir. O; büsbütün başka bir insandı.'
    (El-Mısri Gazetesi, Mısır, 11 Kasım 1938)


    Türkler, Atatürk'ü olağanüstü bir tutkunlukla seviyorlar.
    Bursa'ya giderken trende rast geldiğim bir çocuğa İstanbul veya Ankara'dan hangisini sevdiğini sordum.

    Çocuk Ankara'yı sevdiğini söyledi. Nedenini sorduğumda: 'Ankara'da Atatürk bulunduğu için..' cevabını verdi.
    (Mısır, El Bela Gazetesi)


    Yüzyılımızda, 'olmayacak hiçbir şey yoktur' şeklindeki tarihi gerçeği isbatlayan ilk adam olmuştur.
    (Eski Ujsag. Macar.)


    Budapeşte, 20 (a,a) - Macar ajansı tebliğ ediyor:
    Başvekil İmredi, Atatürk'ün cenaze törenini yapılacağı 21 Kasım Pazartesi gününü Macaristan'ın millî yas günü sayarak

    bütün memlekette resmi binalara siyah bayraklar çekilmesini emretmiştir. Harbiye Nazırı ve Budapeşte Belediye Reisi de,

    askeri binalar ve belediye binaları için aynı kararı almışlar ve Belediye Reisi ayrıca, halkı da siyah bayrak çekmeye dâvet etmiştir.
    (Namzetti Ujsang Gazetesi, Budapeşte-1938)


    Dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Dünya tarihinin gidişini değiştirmiştir.
    (An Nahar, Beyrut)


    Yüzyıldanberi Küçük Asya'nın çıkardığı en büyük lider.
    (The Japan Chronicle, Kobe)

    'Hayatının sonuna kadar milleti'nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği,

    eşi görülmemiş bir karakter örneğidir.'
    (Comte Carlo Sforza, İtalya Eski Dışişleri Bakanı)


    Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz seziş ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri,

    aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.
    (F. Perrone Di San Martino, İtalyan Yazarı)


    'Atatürk'ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetti.'
    (Gazeta Del Popolo Gazetesi, İtalya, 11 Kasım 1938)


    (Lozan Üniversitesi salonunda, Lozan Türk Talebe Cemiyeti'nin hazırladığı törende.)
    'Siz Türk gençleri, bugün Büyük Şef'inizi kaybettiğinizden dolayı ne kadar ağlasanız haklısınız. Üniversite, sizin bu büyük yasınıza

    katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde bildirmeye imkân yoktur.

    Bu dâhinin, vatanının tarihinde işgal ettiği parlak sayfaları size hatırlatmak isterim. Türkiye'yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam'ını

    başımı en derin hürmetle eğerek selâmlarım.'
    (Profesör MORRF)


    'Atatürk, bir medeniyet kaynağı idi.'
    (İsviçre)


    Modern Türkiye'nin yaratıcısı Kemal Atatürk'ün eserleri, memleketi için yaptıkları İsveç'te çok iyi bilinmektedir. Atatürk'ün liderliği altında Türkiye'nin kalkınmasını, fevkâlâde ileri hamlelerini hayranlıkla takibettik. Atatürk'ün, hukuk alanında olduğu gibi, diğer alanlarda da getirdiği reformlarla Türkiye, içinde bulunduğu çok zor durumdan kurtarılıp kuvvetli ve güvenilir temeller üzerine yerleştirilmiştir.
    (ERLANDER, İsveç Başbakanı)


    'Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri,

    hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılâpçı olmuştur.'
    (Ben Gurion, İsrail Başbakanı, 1963)


    'Atatürk, askeri dehâ ile devlet adamı filozof dehâsını toplamıştır.'
    (İspanya)


    İslam dünyasının büyük insan yetiştirme gücünü yitirdiğini öne sürenler, Atatürk'ü hatırlamalı ve utanmalıdırlar.
    (Tahran Gazetesi, İran, 1939)


    Atatürk'ün ölümü dolayısı ile Kraliyet Sarayı Şehinşâhi ve hükümet bir ay resmî yas ilân etmiştir.

    Majeste Şehinşah, gömme töreninin sonuna kadar İran'da askerî ve resmî binalar üzerinde ve yabancı ülkelerdeki İran

    temsilciliklerinde bayrakların yarıya indirilmesini emir buyurmuşlardır. Bu irade-i Şehinşahî bugün bütün gazetelerde ilân edilmiştir.
    (Tahran)


    Bugün Türkiye, büyük ve yeni bir memlekettir. Ve savaş sonrasının dehşet, sefalet ve bitkinliğinden çıkmış olan bu yeni Türkiye,

    Atatürk'ün dimağında vücut bulmuştu. O, bu Türkiye'yi kendi elleriyle dünyaya getirdi.
    (Dela Mail Gazetesi)


    Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızla ilerlememişlerdir. Bir ulusun bu derece değişmesi, tarihte, gerçekten eşi olmayan bir olaydır.
    (İngiliz, Daily Telgraph Gazetesi)


    Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletler önderiydi.

    O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
    (Bayan Sucheta KRIPALANI, Hint Parlamento Heyeti Başkanı)


    Denilebilir ki onsuz, İslâm alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.
    (Fransız, Berthe Georges-Gaulis)


    Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları;

    O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felâketinin içine sürüklemişlerdir.
    (Fransız Gazetesi Sanerwin)


    Tarih çok büyükler gördü. İskenderler'i, Napolyon'ları, Washington'ları gördü.

    Fakat yirminci yüzyılda büyüklük rekorunu Atatürk, bu Türk oğlu Türk kırdı.
    (L'Illustration, Fransa)


    'Atatürk, yirminci yüzyılın en büyük mucizesidir.'
    (National Tidence Gazetesi, Danimarka, 11 Kasım 1938)


    Eğer tarih bir kalbe sahip olsaydı, Mustafa Kemal'i mutlaka kıskanırdı.
    (Tchang Yang Yee Pan Gazetesi, Çin, 1958)


    'Atatürk, bütün Asya kıtasının Ata'sıdır.'
    (Çin)


    'Biz Çinliler, hepimiz bu yasa katılıyoruz. Zira büyük bir milletin, çok sevilen Büyük Ata'sının ölümü,

    yalnız Türkiye için değil, aynı zamanda bizim kıtamızda ve bütün dünyada büyük bir boşluk bırakmaktadır.'
    (Çin Basını)


    'Hiç bir ülke, Atatürk'ün Türkiye'sinin gördüğü değişiklikleri bu kadar hızlı bir şekilde görmemiştir.

    Bugünün Türkiye'sinin tarihi Mustafa Kemal'in tarihidir.'
    (Dness Gazetesi, Bulgaristan, 11 Kasım 1938)


    Türkiye'nin uluslararası ünü, prestij ve otoritesi durmaksızın yükselmiştir.
    Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk'tür.
    (Libre Belgique Gazetesi)

    Bir yenilginin uçurumuna düştüğü halde, ilkin neticesiz sanılan İstiklâl Mücadelesini yapan Türk Milleti,

    önünde saygıyla eğilmeden bu satırlara son veremez.
    Zafer neşesiyle kendinden geçmiş bir diplomasinin kararını 'hayır' diyerek yırtmak ve yüzlerine fırlatmak örneğini biz Almanlar, Türklere borçluyuz.
    (Alman Askeri Dergisi Vissen Und Vehr)


    Benim üzüntüm iki türlüdür; önce böyle büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.
    (Franklin ROOSEVELT, A.B.D. Başkanı)

    BU UNUTULUR MU?


    (Unuttuk Maalesef…)

     

    ********

     

    Birinci Dünya Savaşı'nda

    İngilizlere,

    150 bin askerimiz esir düştü.

    Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın

    İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na

    Hapsedildi.

     

    ********

     

    Kampın tam adı,

    'Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı' idi.

    Bu kampta,

     1918'de

     Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı

     Osmanlı Askerleri

     Tutuluyordu.

     

    ********

     

    12 Haziran 1920'ye kadar

     Iki yıl boyunca

     Her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar.

     

    ********

     

    İnsanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi…

     

    ********

     

    Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların

     Yalan yanlış çevirileri ve

     kışkırtmaları nedeniyle,

     kampların İngiliz komutanları,

     azılı Türk Düşmanı haline

     gelmişlerdi.

     

    ********

     

    Savaş bitmişti.

    Ancak,

     Kamptaki ağır koşullar nedeniyle

     ölenler dışındaki askerleri

     Teslim etmek,

    İngilizlerin işine

     Gelmiyordu.

    Çünkü,

    olası yeni bir savaşta,

     Bu askerlerin

    Yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından,

    İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.

     

    ********

     

    Çözüm

     Toplu katliamdı…

    Askerlerimiz,

     Mikrop kırma bahanesiyle,

    süngü zoruyla

     Dezenfekte havuzlarına sokuldu.

    Ancak;

    Suya normalin çok üzerinde

    'krizol' maddesi

    katılmıştı..

    Mehmetçik,

    Suya daha ayağını soktuğunda,

    aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu.

    Ancak,

     İngiliz Askerleri,

     dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.

     

    Mehmetçikler,

    Bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler.

    Ancak,

    Bu kez İngilizler havaya

     (başlarının üzerine)

    ateş etmeye başladı.

    Askerlerimiz,

     ölmemek için,

     çömelerek  başlarını suya soktular.

    Ancak,

    başını Sudan kaldıran artık göremiyordu.

    Çünkü gözleri yanmıştı…

     

    ********

     

    Dışarı çıkanların halini gören

    sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi

    Ve 15 000 (15 bin) askerimiz

     kör oldu.

    Bu vahşet,

    25 Mayıs 1921 tarihinde

    TBMM.' de  görüşüldü.

    Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler

     Bir önerge vererek,

    Mısır'da esirlerin

     Krizol banyosuna sokularak,

    15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini,

     Bunun faili  olan

     İngiliz doktor,

     Garnizon Komutanı ve

    Askerlerin

    cezalandırılması için,

    TBMM' nin teşebbüse geçmesini istediler.

     

    ********

     

    Ancak,

    Yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı.

    Ağır sorunlarla uğraşan TBMM' de

     Bu hesap sorma işi

    Unutuldu gitti.

    Ama onlar

    Unutmuyorlar…

     

     

    Kendi ihanetlerini bile

     soykırım ambalajına sarıp,

    dünya kamuoyuna

    Sunuyorlar.

     

     

    En üzücü olanı da

     Malum birilerinin,

    Bu karalama kampanyalarına

    çanak tutması…

     

    ********

     

    ERMELİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR.

    BİZİM

     TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK.!!!

     

                                                                        
  •  
     
    Google
    Web BENBAY-06.TR.GG
     
     



    Free Meta Tag Analyzer

    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol